Beyaz Yakalı Çalışanların Sendika Haklarına İlişkin Emsal AYM Kararı
A. Giriş
20 Mart 2025 tarihli ve 2022/18821 sayılı bireysel başvuru kararında (“Karar”) Anayasa Mahkemesi (“AYM”), beyaz yakalı çalışanların toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmamasının, sendika hakkının ihlali teşkil ettiğine hükmetti.
22 Eylül 2025 tarihli ve 33025 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan karara buradan ulaşabilirsiniz.
B. Bireysel Başvuru Kararının Konusu
Karara konu bireysel başvuruda, muhasebe şefi olarak çalışan başvurucu, sendika üyesi olmasına rağmen işveren tarafından “beyaz yakalı” çalışan olduğu gerekçesiyle “kapsam dışı personel” sayılarak Toplu İş Sözleşmesi (“TİS”) kapsamı dışında bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu, başlangıçta kapsam dışı personele de yansıtılan ücret artışlarının 2007’den itibaren uygulanmadığını da belirtmiştir. Başvurucunun açtığı TİS kaynaklı alacak davası ilk derece mahkemesince reddedilmiş, istinafta karar kaldırılmışsa da yeniden görülen davada, diğer beyaz yaka çalışanların da kapsam dışında bırakıldığı gerekçesiyle talep yeniden reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
Başvurucu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu’na (“Kanun”) aykırı şekilde TİS kapsamı dışında bırakıldığını ve bu nedenle adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi ile sendika hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek bireysel başvuruda bulunmuştur.
C. Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi
AYM söz konusu bireysel başvuruda yaptığı değerlendirmede, Anayasa’nın sendika kurma hakkını düzenleyen 51. maddesi, toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkını düzenleyen 53. maddesi ile Kanun’un toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı düzenleyen 39. maddesine dayanmıştır.
Kanun’un 39. maddesinde; işveren vekilleri ile TİS görüşmelerine işvereni temsilen katılanlar hariç olmak üzere, TİS’e taraf işçi sendikasının tüm üyelerinin TİS’ten yararlanacağı düzenlenmiştir. Buna rağmen, ilk derece ve istinaf mahkemelerince, TİS’e taraf sendikanın üyesi olan başvurucunun işveren adına veya işveren vekili sıfatıyla hareket edip etmediği ortaya konulmaksızın, başvurucunun salt beyaz yakalı olması ve diğer beyaz yakalı çalışanlar gibi kapsam dışı tutulmuş olduğu gerekçesiyle TİS’e bağlı alacaklara hak kazanamayacağı sonucuna varılmıştır. AYM ise bu değerlendirmenin somut olgulara uygun düşmeyen, ilgisiz bir gerekçe olduğuna hükmetmiştir.
Mahkemelerce ilgili ve yeterli gerekçe konulmaksızın yapılan değerlendirmelerin, sendika hakkının gerektirdiği etkili yargısal inceleme bağlamında devletin pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmadığını belirten AYM, bu nedenle Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
D. Sonuç
AYM’nin söz konusu bireysel başvuru kararı, beyaz yakalı çalışanların sendika ve toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının güvence altına alınması bakımından emsal niteliğinde olup benzer nitelikteki uyuşmazlıklara da yön verecek niteliktedir.
Daha fazla bilgi ve destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
20 Mart 2025 tarihli ve 2022/18821 sayılı bireysel başvuru kararında (“Karar”) Anayasa Mahkemesi (“AYM”), beyaz yakalı çalışanların toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmamasının, sendika hakkının ihlali teşkil ettiğine hükmetti.
22 Eylül 2025 tarihli ve 33025 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan karara buradan ulaşabilirsiniz.
B. Bireysel Başvuru Kararının Konusu
Karara konu bireysel başvuruda, muhasebe şefi olarak çalışan başvurucu, sendika üyesi olmasına rağmen işveren tarafından “beyaz yakalı” çalışan olduğu gerekçesiyle “kapsam dışı personel” sayılarak Toplu İş Sözleşmesi (“TİS”) kapsamı dışında bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu, başlangıçta kapsam dışı personele de yansıtılan ücret artışlarının 2007’den itibaren uygulanmadığını da belirtmiştir. Başvurucunun açtığı TİS kaynaklı alacak davası ilk derece mahkemesince reddedilmiş, istinafta karar kaldırılmışsa da yeniden görülen davada, diğer beyaz yaka çalışanların da kapsam dışında bırakıldığı gerekçesiyle talep yeniden reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
Başvurucu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu’na (“Kanun”) aykırı şekilde TİS kapsamı dışında bırakıldığını ve bu nedenle adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi ile sendika hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek bireysel başvuruda bulunmuştur.
C. Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi
AYM söz konusu bireysel başvuruda yaptığı değerlendirmede, Anayasa’nın sendika kurma hakkını düzenleyen 51. maddesi, toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkını düzenleyen 53. maddesi ile Kanun’un toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı düzenleyen 39. maddesine dayanmıştır.
Kanun’un 39. maddesinde; işveren vekilleri ile TİS görüşmelerine işvereni temsilen katılanlar hariç olmak üzere, TİS’e taraf işçi sendikasının tüm üyelerinin TİS’ten yararlanacağı düzenlenmiştir. Buna rağmen, ilk derece ve istinaf mahkemelerince, TİS’e taraf sendikanın üyesi olan başvurucunun işveren adına veya işveren vekili sıfatıyla hareket edip etmediği ortaya konulmaksızın, başvurucunun salt beyaz yakalı olması ve diğer beyaz yakalı çalışanlar gibi kapsam dışı tutulmuş olduğu gerekçesiyle TİS’e bağlı alacaklara hak kazanamayacağı sonucuna varılmıştır. AYM ise bu değerlendirmenin somut olgulara uygun düşmeyen, ilgisiz bir gerekçe olduğuna hükmetmiştir.
Mahkemelerce ilgili ve yeterli gerekçe konulmaksızın yapılan değerlendirmelerin, sendika hakkının gerektirdiği etkili yargısal inceleme bağlamında devletin pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmadığını belirten AYM, bu nedenle Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
D. Sonuç
AYM’nin söz konusu bireysel başvuru kararı, beyaz yakalı çalışanların sendika ve toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının güvence altına alınması bakımından emsal niteliğinde olup benzer nitelikteki uyuşmazlıklara da yön verecek niteliktedir.
Daha fazla bilgi ve destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.