Publications Come back

Türkiye'deki Finansal Kuruluşlar için FATCA

23.12.2015

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), kendi yasalarına göre vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışı banka hesapları üzerinden vergilendirmeden kaçınmasını önlemek amacıyla 2010 yılında Yabancı Hesaplar Vergi Uyum Yasasını (Foreign Accounts Tax Compliance Act- FATCA) yayımlamıştır. ABD, diğer devletler ile imzaladığı iki taraflı antlaşmalar yoluyla söz konusu yasanın etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamaktadır.

FATCA uygulamasına dayanak olan bu antlaşmalarla ilgili olarak iki ayrı model antlaşma kullanılmaktadır. Bu modeller arasında bazı temel farklar bulunmaktadır. Farklardan ilki, FATCA düzenlemesinin özünü teşkil eden bilgi paylaşımının tek taraflı olarak değil, karşılıklılık prensibi çerçevesinde yapılması ile ilgilidir. Bir diğer farklılık ise, yabancı finansal kuruluşların raporlama yükümlülüklerini ya kendi ülkesinin iç hukuk mekanizmaları aracılığı ile ya da doğrudan ABD Milli Gelirler Dairesine (Internal Revenue Service, IRS) yapması konusundadır. Örneğin, Türkiye, 3 Haziran 2014 tarihinde ABD ile birinci model antlaşmayı prensipte imzalamıştır. Bu modele göre, Türk finansal kuruluşları yükümlü oldukları raporlamayı TC Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) aracılığı ile yapacaktır. İki model arasında her ne kadar söz konusu şekilde bazı farklılıklar bulunsa da, FATCA ile ilgili yabancı finansal kuruluşların dikkate alması gereken temel çerçeve birçok açıdan benzerlik göstermektedir.

FATCA, temel olarak ABD’li vergi mükelleflerine yasada belirtilen şartları karşılayan yabancı banka hesapları ile ilgili bilgileri raporlama yükümlülüğü getirmektedir. Bunun yanı sıra, yabancı finansal kuruluşlar ve bazı yerel ya da yabancı şirketler için de raporlama ve stopaj yükümlülüğü düzenlemektedir. FATCA, özellikle yabancı finansal kuruluşlar için sert düzenlemeler içermektedir.

FATCA’da “yabancı finansal kuruluş” kavramı, aşağıdaki kişileri kapsayacak şekilde geniş tanımlanmıştır:

  • Bankalar gibi mevduat kabul eden kuruluşlar
  • Başkasının hesabına finansal varlıkları elinde tutan saklamacı kuruluşlar
  • Müşterisi adına para piyasası ticareti veya bireysel ya da kolektif portföy yönetimi gibi işlemler yapan yatırım kurumları
  • Nakdi kıymet sigorta sözleşmesi veya yıllık gelir sigorta sözleşmesi yapan ve bu bağlamda ödeme yapma yükümlülüğü altına giren belli sigorta şirketleri

Yabancı finansal kuruluşların FATCA bağlamındaki yükümlülükleri IRS ile antlaşma yapıp yapmamalarına bağlıdır. Yabancı finansal kuruluşların hangi şartlar altında IRS ile antlaşma yapabileceği söz konusu yabancı finansal kuruluşun bulunduğu ya da kanunlarına göre kurulmuş olduğu devletin ABD ile iki taraflı antlaşma imzalayıp imzalamadığına göre belirlenmektedir. FATCA uygulamasına ilişkin IRS tarafından yapılan bildirilere göre, birinci modele göre ABD ile antlaşma yapmış ülkelerde bulunan ya da bunların kanunlarına göre kurulmuş finansal şirketler IRS ile antlaşma sağlayıp “küresel aracı kimlik numarasına” (Global Intermediary Identification Number, GIIN) sahip yabancı finansal kuruluş statüsü kazanabilir. İkinci modele göre antlaşma yapmış devletlerin hukukuna tabi finansal kuruluşlar ise, IRS ile antlaşma sağladıktan sonra “katılımcı yabancı finansal kuruluş” statüsüne kavuşabilir. FATCA sistemine göre bu iki grup dışında kalan yabancı finansal kuruluşlar “katılımcı olmayan yabancı finansal kuruluşlar” olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye’nin de dâhil olduğu, ABD ile FATCA bağlamında sadece prensipte antlaşma imzalayıp bunu iç hukukun bir parçası haline getirmeyen devletlerle ilgili olarak uygulamanın nasıl olacağı IRS tarafından yayımlanan bildirilerle düzenlenmiştir. Buna göre, 30 Haziran 2014 tarihinden önce prensipte antlaşma sağlayan devletlerde bulunan ya da bu ülkelerin hukukuna göre kurulmuş yabancı finansal şirketler, hukukuna tabi oldukları devlet ile ABD arasında sanki iki taraflı bir antlaşma yapılmış gibi hak ve yükümlülüklere sahip olacaktır. Bu durumda, iki devlet arasında sonuçlanmış bir antlaşma olmadığı için yabancı finansal kuruluşların, devletinin prensipte imzalamış olduğu model antlaşmayı esas alarak hareket etmesi öngörülmüştür. Ayrıca bu konumdaki yabancı finansal kuruluşlar, istisnai olarak 1 Ocak 2015 tarihine kadar GIIN alma zorunluluğundan muaf kılınmıştır. 

Ancak, söz konusu durumun geçerliliği prensipte imzalanan antlaşma ile ilgili aşamaların 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanıp antlaşmanın yürürlüğe girmesine bağlı kılınmıştır. Prensipte imzalanan model antlaşmanın 31 Aralık 2014 tarihine kadar sonuçlanmaması durumunda 30 Haziran ile 31 Aralık 2014 tarihleri arasında IRS ile antlaşma sağlamış yabancı finansal kuruluşların durumunun ne olacağı zor ve belirsiz bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. IRS açıklamalarına göre, bu durumda söz konusu devletin, ABD ile antlaşma yapmış ülkeler listesinden çıkartılması gerekmektedir. Sonuç olarak, prensipte imzalanan antlaşmaya dayalı olarak IRS ile antlaşma yapıp statü kazanan yabancı finansal kuruluşların kazandıkları statüyü kaybetmesi kabul edilmiştir. Aynı şekilde 1 Ocak 2015 tarihine kadar IRS ile antlaşma yapmamış olan yabancı finansal kuruluşlar herhangi bir statü kazanamayacaktır. Fakat FATCA’nın “katılımcı olmayan yabancı finansal kuruluşlar” için öngörmüş olduğu stopaj kesintisi vb. yaptırımlar göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir durumun finansal kuruluşlar için ağır sonuçlar doğuracağı aşikârdır. Bundan dolayı, IRS söz konusu durumla ilgili yeni bir bildirimde bulunmuş ve 31 Aralık 2014 tarihine kadar prensipte yapılan antlaşmanın sonuçlanmaması durumunda ilgili ülkelerle ilgili yapılacak aylık değerlendirmeler sonucu antlaşmayı yürürlüğe geçirme noktasında devletlerin tavır ve performanslarının dikkate alınacağını belirtmiştir. Hali hazırda yayımlanan herhangi bir aylık değerlendirme bulunmamaktadır.

Türkiye ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılacak olursa, Türkiye ile ABD arasında 3 Haziran 2014 tarihinde birinci model antlaşma prensipte imzalanmış, ancak 31 Aralık 2014 tarihine kadar söz konusu antlaşma sonuçlanmamıştır. Dolayısıyla gerek bu dönemler arası IRS ile antlaşma sağlamış gerekse 1 Ocak 2015 tarihini bekleyen Türk finansal kuruluşların statüsü, hem IRS hem de GİB tarafından yapılacak açıklamalara göre belirlenecektir. Ancak küresel finans dünyasının işleyişi göz önünde bulundurulduğunda, bu sürecin tamamlanması kaçınılmaz görünmektedir. Bu çerçevede, Türk finansal kuruluşların FATCA uyumluluğu noktasında sanki iki devlet arasında sonuçlanmış bir antlaşma varmış gibi hareket etmesinde ciddi bir fayda görülmektedir.

IRS ile antlaşma sağlamış yabancı finansal kuruluşların birkaç temel yükümlülüğü bulunmaktadır. İlk olarak bu kuruluşlar raporlama yapmak zorundadır. Yıllık olarak her yılım Mart ayında bir önceki yılın Aralık ayına yönelik olarak yapılması gereken raporlamada ABD’li hesap sahibinin şu bilgilerinin bulunması gereklidir:

  • Adı, soyadı, adresi ve vergi kimlik numarası
  • Hesap numarası
  • Yılsonu bakiyesi
  • Hesabına giren ya da hesabından çıkan büyük miktarlı ödemeler

Raporlama dışında, IRS ile antlaşma yapmış yabancı finansal kuruluşların stopaj yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. IRS ile antlaşma yapmış yabancı finansal kuruluşların, FATCA bağlamında yabancı hesaplarına dair gerekli bilgileri raporlama yükümlülüğünü yerine getirmeyen ABD kişileri ile “katılımcı olmayan yabancı finansal kuruluşların” ABD kaynaklı gelirleri üzerinden %30 stopaj yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Düzenlenen bu ağır yükümlülük ile yabancı kuruluşların FATCA sistemine dâhil olması amaçlanmaktadır. Finans dünyasının işleyişi ve bu bakımdan ABD’nin oynamış olduğu merkezi rol göz önünde bulundurulduğunda, yabancı finans kuruluşlarının bu sistem dışında kalmasının pek de mümkün olmadığı zaten açıkça görülmektedir. Böyle bir durum, FATCA bağlamında IRS ile antlaşma sağlamış yabancı finansal kuruluşlar için düzenlenmiş olan bir diğer yükümlülüğü daha önemli bir hale getirmektedir. 

FATCA, IRS ile antlaşma sağlamış yabancı finansal kuruluşlar için FATCA uyumluluğu yükümlülüğü getirmektedir. Bu kapsamda, anılan şartlardaki finansal kuruluşların, ABD makamlarınca ortaya konulan koşulları karşılamak amacıyla şirket içi uyum programları geliştirmeleri gerekmektedir. Söz konusu programların içeriği; kuruluşun yapısı, hacmi ve diğer özellikleri göz önünde bulundurularak şekillendirilmelidir. Bu konuda, ayrıca ABD ile yabancı kuruluşun bulunduğu ya da kanunlarına göre kurulmuş olduğu devlet arasında sonuçlanan iki taraflı antlaşma da dikkate alınmalıdır.

FATCA uyumluluğu konusunda, IRS ile antlaşma sağlamış yabancı finansal kuruluşlar için bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin kolay olmadığı belirtilmelidir. FATCA uygulamaları, birden fazla hukuk rejiminin etkileşimini öngören bir uluslararası sistemi gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda, raporlama ve stopaj yükümlülüklerine dair FATCA ve ABD ile iş birliği yapan devletin yerel hukuku arasında ciddi uyuşmazlıklar ortaya çıkabilir. Örneğin, yabancı hesap sahiplerinin bilgilerinin paylaşımı, yerel devletin kişisel verilerin korunmasına dair mevzuatının ihlaline yol açabilir. Bundan dolayı, FATCA uyumluluğu ile ilgili olarak yabancı finansal kuruluşların uygulamada buna benzer problemlere hazırlıklı olması gerekmektedir.    

LBF Partners olarak sizin için ne yapabiliriz?

LBF Partners olarak FATCA uyumluluğu konusunda Türk finansal kuruluşlarına hukuk ve finans danışmanlığı sağlamaktayız. Hizmetimiz, finansal kuruluşlar için “özel tasarım” uyum programları geliştirme, due diligence rehberliği ve eğitim verme gibi hususları kapsamaktadır. Ayrıca, FATCA uygulamasından kaynaklanabilecek hukuk uyuşmazlıkların çözümü konusunda uzman hukuk danışmanlığı sağlamaktayız.

View in PDF Format